Başarısız tüp bebek denemeleri, çiftler için hayal kırıklığına neden olabilir. Ancak, başarısızlık birçok çiftin karşılaştığı bir durumdur ve umutsuzluğa kapılmak yerine alternatif tedavi seçeneklerini keşfetmek önemlidir.
Tüp bebek tedavisine başladıktan sonra iki alanda başarısız olabiliriz. Bunlardan ilki kaliteli yumurta, sperm veya embriyo gelişimi elde etmedeki başarısızlıktır. İkincisi ve daha sık karşılaştığımız ise embriyoyu transfer ettikten sonra embriyonun rahim içerisine tutunması ile ilgili başarısızlıktır. Her ikisinin de bir deneme için gerçekleşmesi sonraki denemeler için de aynı şekilde olacağını göstermez. Fakat bir sonraki deneme için bizim için önemli bir uyarıcı olur. İki veya daha fazla sayıda tekrar etmesi ise bizim için kesin olarak aşılması gereken bir sorun olduğuna işaret eder.
Başarısız tüp bebek denemelerinin çok büyük bir kısmı aslında embriyo kalitesinin yeterli olmamasından kaynaklanır. Embriyo, yapı olarak kaliteli olmalı (ki bu konuda farklı sınıflandırma kriterleri kullanılır) ama aynı zamanda ve esas belirleyici faktör olarak genetik olarak normal olmalıdır.
Yapılan çalışmalar göstermiştir ki daha önceden başarısız embriyo tutunma sorunu olan hastalarda (3 veya üzeri) eğer genetik normal embriyo transferi yapılırsa ilk denemeden sonra %70’i, bu şekilde 3 deneme sonrası %95’i gebe kalabilmektedir.
Dolayısıyla bu hasta grubunda ilk yaklaşımımız genetik normal embriyo transferi aşamasına geçmek olmalıdır (PGT-A).
Gene bu hastalarda erkek ve kadında kromozomlarında dengeli translokasyonlar olup genetik normal gözüken embriyolar aslında problemli olabilir. Dolayısıyla bu çiftlerin genetik yapıları da araştırılmalı ve karyotip analizi dediğimiz çalışma yapılmalıdır.
Başarısız tüp bebek denemelerinin diğer sebeplerinden biri de rahim ve tüplerle ilgili yapısal problemlerdir. Daha önceden gözden kaçmış veya önemli olmayabileceğini düşündüğümüz (bilimsel kanıtlarla kesin olarak başarısızlık nedeni sayamadığımız) hidrosalpenks (tüplerde sıvı birikmesi), rahim içinde polip veya rahim içine yakın myomların varlığı, rahim şeklinde bozukluklar (rahim perdesi veya T şeklinde rahim), endometrit dediğimiz rahim içinin kronik iltihapları açısından kadının değerlendirilmesi önemlidir. Eğer daha önceden rahim filmi (HSG -histerosalfingografi) çekilmemişse çekilmesi istenebilir. Gene bu hastalara tanı ve tedavi amaçlı histeroskopi yapmamız gerekebilir. Kronik endometrit varlığında ona yönelik uzun süreli antibiyotik tedavileri verilmesi gerekebilir.
Bütün bunlarla embriyoların tutunması konusunda başarı sağlanamamış hastalarda kadının embriyo ile olan bağışıklık uyumu araştırılarak (KIR/HLA) ona uygun embriyo seçimi yapılması gibi çok ileri tedavi yöntemleri denenebilir.
Fakat unutulmamalıdır ki, daha önce genetik normal embriyo transferi yapılmadan embriyo tutunma başarısızlığı olarak sınıflandırılmış hastalarda ilk yapmamız gereken genetik normal embriyo transferleri yapmaya başlamak en doğru seçenek olacaktır. Unutmamak gerekir ki, bu hastaların çok büyük bir kısmı 3-4 genetik embriyo transferi sonrası çocuk sahibi olabilmektedir. Başarısı kanıtlanmamış diğer yollarla zaman ve para kaybetmekten kaçınmak gerektiğini hastalara anlatmak ve onlara doğru yol göstermek tek amacımızdır.
#tupbebek #ivfturkey #ivfistanbul #pgta #histeroskopi #genetiklitüpbebek #implantationfailure
#اطفال انابيب #kinderwunsch #эко
Yorum ekle