Jinekolojik Ameliyatlar

Jinekolojik (Açık ve Kapalı) Ameliyatlar

Jinekolojik ameliyatlar ya açık yöntemle (laparatomi) ya da kapalı yöntemle yani laparoskopik yöntemle yapılabilmektedir.

Jinekolojik ameliyatlar dediğimizde ana başlık olarak kadınların iç ve dış genital organları dediğimiz vajenden başlayarak yumurtalıklara kadar olan tüm ameliyatları sayabiliriz. Jinekolojik ameliyatlar ya açık yöntemle (laparatomi) ya da kapalı yöntemle yani laparoskopik yöntemle yapılabilmektedir.

Jinekolojik Ameliyatlar Nelerdir?

Jinekolojik ameliyatlar dediğimizde ana başlık olarak kadınların iç ve dış genital organları dediğimiz vajenden başlayarak yumurtalıklara kadar olan tüm ameliyatları sayabiliriz. Jinekolojik ameliyatlar ya açık yöntemle (laparatomi) ya da kapalı yöntemle yani laparoskopik yöntemle yapılabilmektedir. 

Jinekolojik Ameliyatlar Nedenlerine göre ana başlık olarak iyi huylu sebeplerle yapılan ameliyatlar, kötü huylu sebeplerle yapılan ameliyatlar, tanısal girişimler, tedavi edici girişimler için yapılan ameliyatlar vardır. En sık yapılan iyi huylu ameliyat, rahmin alınma ameliyatıdır. Rahmin alınmasına biz tıbbi tabiriyle histerektomi diyoruz. Dünyada en sık yapılan jinekolojik ameliyat histerektomi ameliyatıdır. Rahmin herhangi bir sebep ile durması hasta sağlığı açısından zararlı ise kendi hastalıklarına bağlı olarak, rahmin tamamının alınması ameliyatları yapılmaktadır. Rahim kendi yapısından dolayı bağımsız çalışan bir organdır; diğer organ ve sistemlerin kendi çalışmaları için rahime ihtiyaçları yoktur. Bu nedenle rahim alındığında genel vücut çalışmasında herhangi bir olumsuzluk meydana gelmemektedir, örneğin mide böyle değildir; midenin tamamını alıp atmanız mümkün değildir, çünkü tüm vücut ona muhtaçtır karaciğer böyle değildir, böbrekler böyle değildir, ama rahim ayrıcalıklıdır. Tamamını da alsanız vücudun genel fonksiyonları olumsuz olarak etkilenmemektedir. Bu yüzden de tamamını almaya yönelik ameliyatlar yapılmaktadır.

Hangi Jİnekolojik Hastalıklar Histeroskopi ile Tedavi Edilir?

Rahim içerisinde büyüyen miyomlar yani submüköz miyomlar kanama yaparlar, ağrı yaparlar, bunlar histerokopik tedavi edilmektedir. Rahim ağzından içeri girilerek miyom buradan tıraşlanarak çıkartılır. Bir diğer yöntem, rahim içerisindeki yapışıklıkların açılmasıdır. Eskiden küretaj yardımıyla yapılırdı, şimdi histerokopik yöntemlerle rahim içine girerek yapılmaktadır.Rahim içerisinde oluşan poliplerin çıkartılması gene histeroskopik yöntemlerle yapılmaktadır. Bazı durumlarda doğru yerden biyopsi almak gerekir, özellikle nedenini bilmediğimiz rahim kanamalarında önce histeroskopi yapılır daha sonra görmüş olduğumuz lezyondan direkt biyopsi alarak %100 tanı koyma şansı vardır. Bazı durumlarda rahim içi araçlar vardır, gebelikten korunmak için kullanılanlar, bunlar da yine rahim içine kaçabilir, kullanılan yöntemlerle çıkartılamayabilir. Histeroskopi ile direkt olarak bunları çıkartmak mümkündür. Son zamanlarda bazen düzensiz kanaması olan kadınlarda herhangi bir kanser veya buna benzer patoloji yoksa bu kanamaların durdurulması için de rahim içinin histeroskopik yöntemle ablasyonu yani yakılması işlemi gerçekleştirilir. Böylece kadınlar düzensiz kanamalarından kurtulurlar. Bir de rahim ağzı anomalileri vardır, bunların içinde uterus septus dediğimiz rahmin ikiye bölünmesine, daralmasına ve düşüğe neden olan birtakım patolojiler vardır; eskiden bunun için karnı açmak, rahmi kesmek, uterus septus dediğimiz bu et parçasını çıkartmak gerekiyordu. Histeroskopi ile birlikte bu direkt olarak rahim ağzından girerek kısa sürede kesilmesi mümkün olmuştur ve bu tip hastalarda bu tip tedavilerden büyük fayda sağlanmıştır.

Laparoskopi

Laparoskopi İlk kez 1901 yılında Georg Kelling isimli bir cerrah bu fikri hayata geçirebilmiş ancak laparoskopi bugünkü popülerliğine 1980′ den sonra ulaşabilmiştir.

Teknoloji ve tıp alanındaki gelişmeleri birbirine entegre eden en önemli gelişmelerden birisi olan laparoskopi,kameraların giderek küçülmesi sayesinde günümüzde pekçok hastalığın teşhis ve tedavisinde neredeyse ilk tercih edilmesi gereken bir yöntem haline gelmiştir.

Kelime olarak bakıldığında laparoskopi Yunancada gözlemlemek anlamına gelmektedir. Eğer gözlenen bölge göğüs boşluğu ise thorakoskopi, mesane ise sistoskopi, rahimin içi ise histeroskopi olarak isimlendirilmektedir.

Laparokopi ise bir teleskop yardımıyla karın (batın) boşluğunun gözlenmesidir. Günümüzde jinekolojik operasyonların hemen hemen tamamı endoskopik (kapalı) yöntemlerle yapılabilmektedir. Açık cerrahiye göre hasta lehine pek çok avantajının olması sebebiyle bu teknik hastaların aradığı ve tercih ettiği yöntem olmalıdır. Eğer hasta olarak size bir operasyon öneriliyorsa bunun kapalı yöntemle yapılıp yapılamayacağını ve getirdiği avantajları mutlaka doktorunuza sorunuz ve bilgi alınız.

Laparoskopi Nasıl Yapılır ?

Laparoskopide temel alet minyatür bir teleskoptur. İşlem genel anestezi altında yapılır. Hasta uyuduktan sonra gerekli bölgesel antiseptik temizlik yapılır. Hasta steril örtüler ile örtülür. Buraya kadar olan işlemler konvansiyonel cerrahi girişimler ile aynıdır.

Yalnız hasta uyuduktan sonra lithotomi pozisyonuna alınır (jinekolojik muayene sırasında hastaların bulunduğu pozisyon). Daha sonra göbek deliğinden verres iğnesi adı verilen uzun ve ince bir iğne ile karın boşluğu içine girilir ve karbondioksit gazı verilir.

Burada amaç gaz ile karın boşluğunu şişirerek barsakları itmek ve işlem için uygun bir oda yaratmaktır. Yaklaşık 2 – 3 litre gaz bu amaç için yeterli olur. Daha sonra göbek deliğinin içine ya da hemen altına 1 santimetre uzunluğunda bir kesi açılır.

Bu kesiden trokar adı verilen 10 mm genişliğinde bir boru karın boşluğuna yerleştirilir. Bu borunun içinden de ışıklı bir teleskop yerleştirilir. Direk olarak gözle bakılabileceği gibi günümüzde teleskopun arkasına bir kamera yerleştirerek monitörden de gözlem yapılabilir.

Teleskop yerleştirildikten sonra gözlem yapılır. (Gözlem esnasında rahat çalışabilmek maksadı ile daha önceden vajinal yoldan rahim içerisine bir manüpülatör yerleştirilir. Bu manipülatör ile bir asistan uterusu çeşitli yönlerde oynatabilir.

Ayrıca yine bu cihaz ile rahim içerisine sıvı verilerek tüplerin açık olup olmadığı anlaşılabilir.) İlk gözlemden sonra kasık bölgesinde her iki yanda 5 milimetrelik iki kesi daha yapılır ve buralardan da trokarlar (bir çeşit özel boru) yerleştirilir. Bu trokarlardan da özel aletler yerleştirilerek ameliyatlar gerçekleştirilir.

Operasyon sona erdiğinde tüm aletler çıkartılır. Kanama olup olmadığı kontrol edilir. Batın içerisindeki gaz mümkün olduğunca boşaltılır. Daha sonra yapılan kesiler onarılır.

Bu kesilere ya hiç dikiş atılmadan özel flasterler ile yapıştırılır ya da dışarıdan görünmeyen, kendiliğinden eriyen estetik dikiş yapılır.

Hasta yapılan operasyonun durumuna göre bazen 6-8 saat bazen de 24 saat gözlem altında tutulduktan sonra taburcu edilir.

Kapalı Ameliyat, Laparoskopi, Laparoskopik Cerrahi Nedir?

Kapalı Ameliyat, Laparoskopi, Laparoskopik Cerrahi Nedir?

Laparaskopi son yıllarda jinekolojik sorunlarda gittikçe daha da artan bir şekilde kullanılmaktadır.Laparoskopi kelimesinin anlamı  (yunanca kökenli bir kelimedir) karın boşluğunun kamera ile gözlemlenmesidir,halk arasında “kapalı ameliyat” olarak bilinir.Laparoskopi genel anestezi altında yapılan bir cerrahi veya tanısal işlemdir.Temel alet küçük bir teleskoptur. Göbek deliğinin hemen altından açılan  minik bir delikten 10 milimetre çapında özel bir boruyla karın boşluğuna girilir ve içeriye kontrollu olarak  gaz verilerek karın içinin şişmesi ve organların birbirinden uzaklaşması sağlanır.Daha sonra göbekten açılan bu delikten bir kamera yerleştirilerek tüm iç genital organlar gözlenir ve videoya kayd edilir.Gerekli durumlarda karnın alt kısımlarına açılan daha ufak iki adet deliklerden bistüri, koter, makas gibi  özel laparaskopik aletler yerleştirilerek çeşitli operasyonlar da laparoskopiyle gerçekleştirilebilir. Buna “operatif laparaskopi” denir.

Laparoskopi hangi sebeplerle yapılır?

Laporoskopi ,tanısal (diagnostik laparoskopi) ve tedavi edici (terapötik laparoskopi) olarak iki şekilde yapılır. Tanısal amaçla yapılan laparoskopi’de adından da anlaşılabileceği gibi herhangi bir cerrahi müdahale ve cerrahi işlem yapılmaz, sadece gözlem ile hastanın şikayetlerini yaratan nedenler araştırılır ve tanı konulur.  Cerrahi laparaskopi veya operatif laparaskopi’de ise yapılan gözlemin sonucu oluşan patolojiyi tedavi etmeye yönelik laparaskopi aleti ile cerrahi işlem yani bir çeşit ameliyat yapılır. Halk arasında buna “kansız bıçaksız ameliyat denmektedir.Tanısal ve opaeratif laparoskopinin jinekolojide en sık kullanıldığı alan kısırlıktır. Laparaskopi jinekolojide en sık aşağıdaki sorunlarda kullanılır.

Kısırlık

Kronik kasık ağrısı

Tüp Ligasyonu

Over kistleri

Polikistik over

Endometriozis

Yapışıklıklar

Dış gebelik

Myomektomi

Histerektomi

KAPALI YÖNTEMLE AMELİYAT NEDİR?

Laparoskopi (L/S) kelime anlamı olarak (lapara – skopi) karın içerisini gözlemek anlamına gelir. Karın içerisindeki organların küçük bir delikten karın içerisine sokulan kamera yardımıyla gözlenmesine laparoskopi denir, bu esnada yardımcı aletlerle yapılan ameliyatlara laparoskopik ameliyat veya kapalı ameliyat denir (kapalı yöntemle ameliyat). Laparoskopik yani, kapalı yöntemle ameliyat tekniği kadın hastalıkları dışında genel cerrahi ve üroloji gibi uzmanlık alanlarında da yaygın olarak kullanılmaktadır.

Laparokopik ameliyat yapılırken genel anestezi ile hasta uyutulduktan sonra göbek deliğinden ince uzun bir iğne (Veress iğnesi) ile karın içerisine girilerek karbondioksit gazı verilir ve karın şişirilir. Daha sonra göbek deliğinin hemen altından 1 santimetre kadar bir kesi yapılarak oradan karın içerisine trokar denilen boru sokulur. Bu borunun içerisinden karın içine ince boru şeklinde bir kamera ilerletilir. Bu ışıklı kamera ile karın içi aydılatılarak monitörden karın içerisindeki organlar izlenir. Çoğunlukla vajina içerisinden rahim ağzına bir alet takılarak laparoskopi sırasında rahmin çeşitli yönlerde oynatılması sağlanabilir, böylece daha iyi gözlem yapılabilir (bekar hastalarda takılmaz). Kamera yerleştirildikten sonra kasık bölgelerine yapılacak ameliyata göre bir veya bir kaç adet trokar daha yerleştirilir ve bunların içerisinden ameliyatı yapmak için aletler geçirilir. Ameliyattan sonra bütün aletler ve kamera çıkarılır, karındaki gaz tamamen boşaltılır ve deliklere dikişler atılır.

Laparoskopi ameliyatlarında açık ameliyatlara göre hastanede kalma süresi daha kısadır. Hasta genellikle ameliyattan 1 gün sonra hatta bazen aynı gün taburcu edilir.

Laparoskopinin (kapalı ameliyatın) avantajları

– Cilt kesileri çok küçüktür.
– Kozmetik sorun yaratmaz, dikiş izleri hemen hemen hiç belli olmaz.
– İşlem sonrası kesi yerine bağlı görülen ağrı en az seviyededir.
– Enfeksiyon riski azdır.
– Normal hayata veya işe dönüş çok çabuk olur.
– Yara yeri fıtığı görülme riski çok azdır.
– Bazı durumlarda açık ameliyata göre daha kolay bir görüş alanı sağlar.

Jinekolojide tanı amaçlı laparoskopi (kapalı ameliyat) hangi durumlarda yapılır?

– İnfertilite (kısırlık) durumunda, karın içerisinde yapışıklık varlığını veya tüplerde tıkanıklık varlığını araştırmak amacıyla
– Endometriozis şüphesi
– Kronik pelvik ağrı
– Akut karın varlığında ayırıcı tanı amacıyla
– Pelvik kitlelerin ayırıcı tanısı
– Doğumsal (konjenital) anomalilerin tanısı

Jinekolojide tedavi amaçlı laparoskopi (kapalı ameliyat) hangi durumlarda yapılır?

– Dış gebelik
– Adezyolizis (karın içi yapışıklıkların açılması)
– Endometriozis
– Uterin perforasyon (rahmin delinmesi)
– Karın içerisinden yabancı cisim çıkarılması
– Tüplerin bağlanması (BTL)
– Tüplerle ilgili hastalıkların tedavisi
– Over (yumurtalık) torsiyonu
– Over kisti
– Endometrioma
– Polikistik over
– Pelvik abse
– Myomektomi
– Histerektomi (rahmin alınması)
– Onkolojik cerrahi (kanser ameliyatları)

Hangi durumlarda laparoskopi (kapalı ameliyat) uygulanamaz?

– Ciddi kalp veya akciğer hastalığı
– Geniş abdominal veya diafragmatik fıtık
– Jeneralize peritonit
– İleus (barsak hareketlerinin durması)
– Kanama hastalıkları
– Aşırı karın içine kanama olan hastalar
– Şok
– Aşırı obezite veya aşırı zayıflık

Laparoskopinin (kapalı ameliyatın) komplikasyonları:

Küçük laparoskopik girişimlerden sonra %1-5 oranında, büyük operasyonlardan sonra %3-6 oranında çeşitli komplikasyonlar gelişebilir. Bunların bir kısmı açık ameliyatlarda da görülebilen komplikasyonlarken bir kısmı sadece laparoskopiye özel komplikasyonlardır. Bunlar:
– Genel anestezi ile ilgili komplikasyonlar
– Karbondioksitin aşırı emilmesi ile kalpte ritm bozukluğu ve dolaşım bozukluğu
– Barsak, mesane, dalak, karaciğer gibi karın içerisindeki organların yaralanmaları
– Damar yaralanmaları
– Sinir yaralanması
– Gaz embolisi
– Cilt altında gaz birikmesi (amfizem)
– Yara yeri enfeksiyonu
– Kanama
– Port-site metastaz
– Port-site herni: Jinekolojik nedenlerle yapılan laparoskopi sonrası trokar giriş yerindeki fasial defekte bağlı barsak fıtıklaşması yaklaşık 500’de bir oranında bildirilmiştir çalışmalarda . Herniasyonun 10 mm ve üzerindeki trokar alanlarında daha sık görülmekle birlikte çok nadiren 5 mm giriş alanlarında da görülebildiği bildirilmiştir. 12 mm trokar alanlarında riskin çok daha fazla olduğu (1/161) bildirilmiştir . Araştırmaların çoğunluğu 10 mm ve üstündeki fasyal defetlerin süture edilerek kapatılmasını önermektedir, bazı araştırmalarda 5 mm defektlerin de kapatılması önerilmiştir.  Bazı araştırmalarda süture edilerek onarılan fasyal defektlerde de herniasyon gelişebildiği bildirilmiştir bu nedenle  fasya ile birlikte peritonun da kapatılmasını önermektedirler

Laparoskopi (kapalı ameliyat) uygulamaları için riskli hastalar:

– Daha önce karın içi ameliyat (veya sezaryen) geçirmiş olan hastalar veya daha önce PID, divertikülit gibi karın içi enfeksiyon geçirmiş olan hastalar laparoskopi açısından daha riskli gruba girerler; bu hastaların karın içerisindeki yapışıklıklar laparoksopi sırasında organ yaralanmalarına neden olabilir.
– Ciddi kalp veya akciğer hastalığı olan bazı hastalar laparoskopi için uygun olmayabilir çünkü karın içerisinin karbondioksit ile şişirilmesi nedeniyle solunum daha fazla zorlaşabilir, kalp damar dolaşımı bozulabilir.
– Aşırı obez hastalar
– Aşırı zayıf hastalar: Batının şişirilmesi ve ilk trokar girişi esnasında organ yaralanması riski vardır.
– Daha önce göbek fıtığı veya karın ön duvarı ventral herni operasyonu geçirmiş hastalar: Bu hastalarda umblikal giriş yapılamaz, gerekirse başka alanlarda karına giriş uygulanır.
– Aşırı barsak distansiyonu
– Diafragmatik herni

Laparoskopik ameliyatlarda (kapalı ameliyatlarda) kullanılan aletler:
– Laparoskop: Laparoskopi esnasında karın içerisinin aydınlarılması ve görüntü alınması amacıyla kullanılan kamera sistemidir. Buradan alınan görüntü ameliyat masasının yanında bulunan monitöre aktarılır ve oradan izlenir.
– Trokar: Karın içerisine sokulan 5-10 mm çaplarında boru şeklinde aletlerdir. Trokarların içerisinden laparoskop ve diğer aletler geçirilerek karın içerisine ulaşılır.
– Grasper ve dişli dişsiz çeşitli forsepsler
– Koter
– Yıkama (irrigasyon) – Suction (emme, aspiratör)
– Klip
– Süturler
– İnsüflatör: Batına verilen karbondioksit gazının hızını ve basıncını ayarlayan cihaz.

Laparoskopide batına giriş ve pnömoperiton oluşturmak için açık (Hasson) veya kapalı (Veress) şeklinde adlandırılan iki farklı yöntem vardır.
Açık laparoskopi (Hasson tekniği): Bu yöntemde cilt, cilt altı ve fasyaya insizyon uygulanır, periton görülerek açılır ve direk gözlem altında künt uçlu trokar ile batına girilir ve trokara bağlanılan karbondioksit ile batın şişirilir, Veress iğnesi kullanılmaz. Direk gözlem altında batına girildiği için büyük damar ve organ yaralanmaları gibi komplikasyonlar daha az görülür. Genellikle umblikal bölgeden uygulanmakla beraber göbek fıtığı vb. durumlarda başka alanlardan da uygulanabilmektedir. Kapalı yönteme göre daha uzun vakit alır. Genellikle daha önce ameliyat geçirmiş hastalarda tercih edilir, fasya altındaki yapışıklıklar görülebilir. Halen yaygın uygulanan bir yöntemdir.
Kapalı laparoskopi (Veress iğnesi): Bu yöntemde batın ön duvarı eleve edildikten sonra Veress iğnesi ile batın duvarındaki tüm katlar delinerek gözlem olmadan batına direk giriş yapılır. Daha kısa süre alır. Veress iğnesinin arkasına takılan karbondioksit ile batın şişirilir ve daha sonra aynı yerden yine gözlem olmadan körlemesine trokar girişi yapılır. Genellikle umblikus altından uygulanır ancak umblikal herni vb. durumlarda subkostal alandan veya yan gölgelerden giriş yapılabilmektedir. (Palmer’s point: Solda midklacikular hatta subkostal çizginin 3 cm altı giriş noktası olarak kullanılabilmektedir. Bu yöntem kullanılacağı zaman midenin nagogastrik ile boşaltılması önemlidir. Hepatosplenomegalisi olan veya daha önce mide-dalak operasyonu geçiren hastalarda tercih edilmemelidir.)
Direk trokar ile giriş tekniği: Bu teknikte Veress iğnesi kullanılmadan batın ön duvarı eleve edilerek direk trokar ile giriş yapılır ve pnömoperiton oluşturulur.

2012 yılında yayınlanan Cochrane review’de laparoskopik giriş teknikleri karşılaştırılmıştır. Açık giriş yöntemi, kapalı veress yöntemi ve direk trokar girişi karşılaştırılmıştır. Büyük damar ve organ yaralanmalarında hiçbir tekniğin diğerine üstünlüğü gösterilememiştir. Açık giriş tekniğinde Veress iğnesi ile girişe göre başarısız giriş oranı daha az saptanmıştır. Direk trokar girişinde Veress girişine göre başarısız giriş oranı, omental yaralanma ve ekstraperitoneal gaz şişirme daha az görülmüştür.

Umblikal ve diğer abdominal giriş alanları dışında transuterin, transvajinal giriş gibi abdomen dışı giriş alanları da tarif edilmiştir. Transuterin girişte Veress iğnesi uterin fundustan geçirilerek batın şişirilir. Transvajinal girişte Veress iğnesi posterior forniksten Douglas’a geçirilerek batın şişirilir. Günümüzde yaygın uygulanmayan yöntemlerdir.

GAZSIZ LAPAROSKOPİ

Gazsız laparoskopide karın içerisinin şişirilmesi için gaz (karbondioksit) kullanılmaz, bunun yerine batın duvarı özel aletlerle yukarı kaldırılarak karın içerisinde ameliyat yapılabilecek kadar boş alan oluşturulur. Bu yöntemin geliştirilmesindeki amaç ciddi kalp-akciğer yetmezliği nedeniyle pnömoperiton oluşturulamayan hastalarda laparoskopi uygulayabilmek ve karbondioksit ile pnömoperiton oluşturmanın nadir de olsa yan etkilerinden kaçınmaktır. En önemli avantajlarından birisi genel anestezi olmadan spinal anestezi ile uygulanabilmesidir. Gebelikte laparoskopi uygulanması halinde karbondioksite bağlı asidoz ve artan karın içi basınca bağlı venöz kan dönüşü azalması gibi risklerden kaçınmayı sağlayabileceği bildirilmiştir. Ayrıca trokar giriş alanlarından gaz kaçması kaygısı olmadığından daha çeşitli ve fleksibl aletler kullanılabilmektedir, sütur atma ve içerideki kitleyi dışarıya çıkarma gibi işlemler daha kolay yapılabilmektedir. Açık ameliyatlarda (laparotomi) kullanılan aletlere benzer birçok alet, makas, forseps, klemp vb. kullanılabilmektedir.  Dezavantajı karın ön duvarını kaldırmak için kullanılan alet sistemlerinin yaygın olmaması ve pahalı olmasıdır.

Laparoskopik Jinekolojik Ameliyatlar

Laparoskopik Jinekolojik Ameliyatlar son yıllarda gelişen teknolojiye paralel olarak jinekolojik operasyonlarda da yeni yöntemler ortaya çıkmıştır. Endoskopik operasyonda genel olarak bir boru ile vücut içine girilerek organlar görülür hale getirilir ve gerekli cerrahi işlem yapılır. Genellikle çoğu branş tarafından endoskopi işlemi kullanılmaktadır.

Jinekolojik operasyonlarda genellikle ameliyatlar karın içine yapıldığından “laparoskopik operasyon” adını alır jinekolojik laparoskopik ameliyatlaryumurta kistlerinde, rahim miyomlarında, dış gebelik durumlarında, jinekolojik tümörlerde yapılır.

Laparoskopik Kist Operasyonu

Sıklıkla yumurta kisti operasyonlarında laparoskopi işlemi kullanılmaktadır. Özellikle basit kist, çikolata kisti ve de sebebi belli olmayan yumurta kistlerinde laparoskopi işlemi kullanılır.

Laparoskopik Rahim Operasyonu

Rahimde miyom, şekilsel anormallikler laparoskopik ameliyat ile düzeltilebilir. Bazı durumlarda rahim ve yumurtalıklar komple laparoskopik cerrahi ile alınabilir.

Laparoskopik Dış Gebelik Ameliyatı

Dış gebelik, gebeliğin rahim içinde olmayıp, tüplerde veya yumurta yüzeyinde olması durumudur. İç kanamaya sebebiyet verir. Teşhis edildiğinde hızlı bir şekilde ameliyat gerekir. Laparoskopi ( kapalı) ameliyat uygun bir seçenektir.

Laparoskopik Ameliyatının Avantajları

Özellikle hasta için daha konforlu, daha az ağrıya sebebiyet veren ve de hızlı bir iyileşme sağlayan bir ameliyat şeklidir. Tecrübeli ellerde yapıldığında ameliyat süresi oldukça kısadır, ancak açık ameliyatlara göre süre oldukça uzun olabilir. Büyük bir ameliyat kesisi yapmaktansa toplam en fazla 3 veya 4 delikten ameliyat yapılır ve iyileşme daha hızlı olur.

Ancak laparoskopik cerrahi işlem için hasta seçimi oldukça önemlidir. İşlem her hasta için uygun olmayabilir. Hastanın genel durumu, jinekolojik problemin özelliği ve de hastalığın derecesi ameliyat şeklini belirleyici sebeptir.

Laparoskopik Jinekolojik Ameliyat Fiyatları

İstanbul Merkezimizde gerçekleştirdiğimiz laparoskopik jinekolojik ameliyat fiyatları Ortalama jinekolojik işlemlerde 7-20 bin TL fiyat aralığı arasındadır.

Histerektomi ,Rahim ameliyatı, rahim operasyonu  nedir?

Histerektomi rahim alınması operasyonudur. Menopoz sonrası veya menopoza yakın yaşı olan kadınlarda genellikle beraberinde yumurtalıklar da alınır. Eğer yaş 40’ın altında ise ve yumurtalıklarda gözle görülen sorun yoksa en azından biri bırakılır.

Hangi durumlarda rahim çıkartılması ameliyatı yapılır?

Uterus (rahim) myomları: Myomlar kadınlarda en sık karşılaşılan iyi huylu tümörlerdir ve bu yüzden histerektomilerin çok geniş bir bölümünden sorumludurlar. Myomlar anormal kanama, pelvik ağrı veya bası gibi şikayetlerden ameliyat gerektirir.

Düzensiz kanamalar: Bu tür hastalarda ilaç tedavisi etkili olmazsa veya hasta ilaç tedavisini kabullenemezse ameliyat düşünülür.

Adet ağrılarının şiddetli olması

Kasık ağrıları, rahim sarkması, kanser öncesi belirtiler:

Doğum kompliksyonları: Acil histerektomiler daha ziyade doğumla ilgili komplikasyonlarda uygulanır. Doğum sonrası rahim kanamasının durdurulamaması, tamir edilemeyen rahim yırtıkları, bebeğin eşinin-plasentanın ayrılmaması olgularında gerekli olabilir.

Ayrıca; Endometriozis (Rahim içinde bulunması gereken  rahim içi zarının rahim dışında bulunması), rahim ve yumurtalık kanseri, iyi huylu yumurtalık tümörlerinde histerektomi yapılabilir. Rahim ve yumurtalıkları tutan ciddi enfeksiyon ve abse gelişiminde histerektomi gerekebilir.

Histerektomi için kullanılan cerrahi teknikler nelerdir?

Histerektomi 3 türlü yapılır;

Total histerektomi (Rahmin tamamı çıkarılır): Rahim ve serviks (rahim kanalı ve ağzı) birlikte çıkarılır.

Radikal histerektomi (bazı kanser türlerinde yapılır):Uterus, serviks, destekleyen bağları, vagenin üst kısımları ve bazı lenf bezleri çıkarılır.

Subtotal histerektomi (kısmi histerektomi) : Sadece rahimin gövde kısmı çıkarılır. Serviks (rahim kanalı) yerinde kalır. Rahim ağzının bırakılması kadını ilerde bu bölgeye ait problemlerin riskine sokar.

Histerektomi uygularken  operatör sıklıkla alt karında  yatay olarak kasık tüylerinin hemen üstünde  yada  nadiren dikey olarak göbekten tüylerin hizasına kadar bir kesik yapar. Her iki ameliyat da 1-2 saat sürer.

Histerektomi sırasında yumurtalıklar da çıkarılmalı mıdır?

İstatistiklere göre histerektomilerin % 35’inde yumurtalıklar çıkarılmamaktadır. Bazen sadece tek yumurtalık çıkarılır. 45 yaşından sonra yapılan histerektomilerde yumurtalıklar da birlikte sıklıkla çıkarılırlar. Burada amaç hastayı ileride yumurtalık kökenli  bir problemden dolayı bir ameliyattan korumaktır. Ayrıca yumurtalıklara ait bir bozukluk varsa bir veya iki yumurtalık genç hastada da çıkarılabilinirYumurtalıklar çıkarıldığında yumurtalıklardan salgılanan östrogen (kadınlık hormonu) hormonu çok azalır ve menopoz başlar. Buna cerrahi menopoz denir. Ani ve şiddetli menopoz şikayetleri (sıcak basmaları, vaginal kuruluk hissi, baş dönmesi, gece terlemeleri, kabızlık, depresyon gibi) ameliyattan hemen sonra başlayabilir. Sadece rahim çıkarıldığında  hasta ameliyattan sonra adet görmez, ancak yumurtalıklar yerinde kalırsa hastanın bu tür şikayetleri olmaz.

Yumurtalıkların da çıkarıldığı hastalarda eksilen hormonun takviyesi ile şikayetler azaltılabilir. Özellikle genç yaşta yumurtalıkların çıkarıldığı hastalar mutlaka bu hormon tedavisini almalıdırlar.

Cerrahiden sonra normal hayata  dönmek uzun sürer mi?

Genellikle cerrahi işlemin tekniğine göre ve ameliyat nedenine göre değişmekle birlikte histerektomi sonrası hastanede kalma süresi  2 gecedir. Normal aktivitelere tam olarak dönmek 4-6 hafta sürebilir. Ancak hastaların çoğu birinci haftanın sonunda  iyi hissetmektedir.
Dikişlerin tam iyileşmesi için hasta ameliyattan sonraki 6 hafta içinde fazla ağırlık kaldırmamalıdır. Ameliyat sonrası 6 hafta içinde cinsel ilişki tavsiye edilmez.
İlk ve ikinci hafta çok yorucu aktivitelerden kaçınmalı ve aktivite seviyesini yavaş yavaş arttırmalıdırlar. Banyo duş alma şeklinde olmalıdır. İdrar ve gaita yaparken ıkınmaktan kaçınılmalıdır. Eğer vajinal kanama veya ateş olursa doktora haber verilmelidir.

Unutmayın!

Histerektomi sadece rahmin çıkarılmasıdır. Histerektomi ameliyatı olan kadınlar bir daha hiç adet göremez. Cinsel ilişkiyi sağlayan organ rahim değil vajinadır. Histerektomi sırasında vajinaya dokunulmadığı için cinsel ilişki kurulmasında hiçbir farklılık ortaya çıkmaz. Birlikte yumurtalıklar çıkarılmadığı takdirde adet görülmediği halde menopoza ait belirti ve komplikasyonlar oluşmaz. Şayet birlikte yumurtalıklar da çıkarılmış ise operasyon sonrası cerrahi menopoz tablosu gelişir ve hormon replasman tedavisi hemen başlatılmalıdır.

Endeskopik Cerrahi

Histeroskopi ışıklı bir teleskop yardımı ile rahim iç boşluğunun görüntülenmesine verilen isimdir. Tanısal veya tedavi edici amaçla yapılabilir. Tanısal amaçla bugün büyük çoğunlukla ofis histeroskopi ‘den yararlanılmaktadır.

Tedavi edici amaçla yapılan histeroskopi lerde genellikle anestezi verilir ve rahim içine rahim ağzı genişletildikten sonra elektrorezektör adı verilen bir alet sokulur.

Elektrorezektör ürologların prostat rezeksiyonu için kullandıkları aletin aynısıdır. Bu alet yardımı ile rahim içindeki perdeler kesilebilir (septum inziyonu), büyük polipler ve myomlar çıkarılabilir. Ayrıca rahim içi yapışıklıkları da açılabilir.

 Laparoskopik Yumurtalık ve Tüp Alınması

Laparoskopinin Kullanıldığı Yerler

Laparoskopi ya da kısaca L/S, klasik cerrahiye göre daha kısa hastanede kalış süresi, daha küçük kesiler ve çok daha kısa iyileşme dönemi nedeni ile avantajlıdır. Hemen hemen bütün cerrahi branşlarca kullanılan bu skopi teknikleri tanısal (diagnostik) ve tedavi edici (terapötik) olarak 2 türde yapılır. Tanısal amaçla yapılan laparoskopide adından da anlaşılabileceği gibi herhangi bir ek cerrahi işlem yapılmaz sadece gözlem ile hastanın şikayetlerini yaratan nedenler araştırılır. Aslında yapılan bir laparoskopinin tanısal olup olup olmadığı laparoskopi işlemi yapıldıktan sonra söylenebilir. Çünkü laparaskopiye başladığınızda hastanın yararına ek bir cerrahi müdahale yapmanız gerekiyorsa bunu ertelemez ve o anda gerçekleştirirsiniz. Laparoskopinin jinekolojide en sık kullanıldığı alan infertilitedir.

İnfertilite

Açıklanamayan infertilite vakalarında tüplerin açık olup olmadığını, herhangi bir yapışıklık varlığını, overlerin durumunu değerlendirmek için L/S yapılır. İşlem esnasında vajinal yolla metilen mavisi adlı bir sıvı verilerek tüplerden geçip geçmediği, geçiş var ise bu geçişin sağlıklı olup olmadığı, yani kolay ya da zor geçişin varlığı değerlendirilir. Geçişin problemli olduğu vakalarda eğer mümkünse kanalın (tüplerin) yeniden gebeliği sağlayacak şekilde düzeltilmesi gerçekleştirilebilir.

Akut veya Kronik kasık ağrısı

Laparoskopinin tanısal amaçlı kullanım alanlarından bir diğeri de açıklanamayan kronik kasık ağrısı vakalarında bu durumun nedenlerini araştırmaktır. L/S sırasında herhangi bir patoloji saptandığında buna yönelik girişime geçilebilir. Hiçbir patolojinin saptanamadığı durumlarda presakral nörektomi denilen bir yöntemle pelvik bölge sinir duyularının geçiş noktasındaki sinir lifleri çıkartılarak hastanın rahatlatılması sağlanabilir. Aorta ve vena kava gibi büyük damarlara yakın bir alan olması sebebiyle zor bir operasyondur.

Tüp Ligasyonu ve tubal reanastomoz

Laparoskopinin girişimsel olarak ilk ve en sık kullanıldığı alan gebelikten korunmak maksadı ile tüplerin bağlanmasıdır. Açık cerrahiye göre çok avantajlıdır. Gene daha önceden tüplerini bağlatmış fakat kararından pişman olan bazı hastalarda tüpler laparoskopi ile eski haline getirilebilir.

Over kistleri

Basit kitlerin pek çoğu laparoskopi ile çıkartılabilir. L/S esnasında yumurtalık (over) bırakılarak sadece kist de alınabilir. Doğurganlık çağındai hastalarda da amaç bu olmalıdır.

Polikistik over

Hem polikistik overin saptanması hem de tedavisi amacı ile L/S yapılabilir. L/S esnasında polikistik over saptandığında over yüzeyi çok sayıda alandan delinerek yumurtlamanın kolaylaştırılması sağlanabilir (drilling). Gene bir diğer yöntem de yumurtalşığın bir kısmının kama şeklinde çıkartılmasıdır.

Endometriozis

Laparoskopiden en fazla yarar gören hasta gruplarının başında endometriozis hastaları gelmektedir. L/S ile endometriozisin hem tanısı konur, hem şiddeti saptanır hem de endometriotik odaklar yakılarak tedavisi sağlanır. Ayrıca çukulata kistleri de bu işlem esnasında çıkartılır veya içerikleri boşaltıldıktan sonra kist çeperleri yakılır.

Yapışıklıklar

Önceden geçirilmiş operasyonlar ya da enfeksiyonlar bağlı olarak gelişen yapışıklıkların açılmasında L/S tercih edilebilir.

Dış gebelik

Komplike olsun ya da olmasın dış gebeliklerin cerrahi tedavisinde laparoskopi kullanılabilir.

Myomektomi

Uygun vakalarda subseröz ve intramural myomlar L/S ile çıkartılabilir. Sayıca az (≤ 3) ve büyük boyutu 8 cm’den küçük myomlar yeterli teknik ekipman ile deneyimli cerrahlarca rahatlıkla çıkartılabilir. Operasyon sonrası çıkartılan myomun büyüklüğüne göre hastanın operasyon sonrası 3-6 ay süre ile gebe kalmaması önerilir.

Histerektomi

L/S eşliğinde histerektomi (rahimin çıkartılması) operasyonu yapılabilir. Eğer ameliyat esnasında uterusu yerinde tutan bağlar kesilip uterus gevşetildikten sonra işleme vajinal yoldan devam edilirse bu işlemin tamamına laparoskopi asiste vajinal histerektomi adı verilmektedir (LAVH).

Eğer işlemin tamamı laparaskopi olarak yapılırsa buna da total laparoskopik histerektomi (TLH) adı verilir.

Jinekolojik kanser ameliyatları

Endometriyum over ve serviks kanserlerinin bazı evrelerinde gerek rahimin alınması gerekse kanserin sıçraması muhtemel lenf nodlarının temizlenmesi amacıyla laparoskopi kullanılabilir.

Ürojinekolojik ameliyatlar (idrar kaçırma)

Mesane ve mesane boynunun sarkmalarına bağlı olarak kadınlarda meydana gelen idrar kaçırma şikayetlerinde mesane boynunu yukarıya kaldırmak için yapılan retropubik operasyonlarda (Burch Kolposüspansiyon) kullanılırlar.

Laparoskopide Risk Faktörleri

Laparoskopi hemen bütün hastalarda uygulanabilmesine rağmen bazı durumlarda uygulanması sakıncalı ya da güç olabilir. Bu durumlar arasında:

  • – İleri derecede şişmanlık
  • – Kalp hastalıkları
  • – Daha önceden geçirilmiş fazla sayıdaki batın operasyonları
  • – Gebelik
  • – Batını dolduran çok büyük kitleler

sayılabilir. Özellikle önceden geçirilimiş büyük batın ameliyatlarını takiben yapışıklık görülme sıklığı yüksek olduğundan trokarlar yerleştirilirken barsakların zedelenme olasılığı artar. Bu nedenle bu tür hastalarda L/S esnasında çok dikkatli olmak gerekir.

Laparoskopi Avantajları

Laparoskopi ile ilgili en sık sorulan sorulardan birisi kozmetik bir problem yaratıp yaratmayacağıdır. Tüm kesiler kolay gizlenebilecek bölgelerde olduğundan ve çok az iz bırakarak iyileşen küçük kesiler kullanıldığından L/S sonrası bikini giyilebilir. Bu belkide laparoskopinin en az önem arz eden avantajıdır. Diğer avantajları ise:

  • – Hastanede yatış süresi çok kısalır. Daha önceleri 1-2 gün yatırdığımız hastaları saatler sonrasında eve gönderebiliriz.
  • – Normal hayata dönüş çok çabuk olur. Hastanın iş gücü kaybı en aza indirilmiş olur.
  • – Kaslarda kesi yapılmaz sadece delik açılır
  • – İşlem sonrası kesi yerine bağlı görülen ağrı en az seviyededir.
  • – Hastanede kapılan enfeksiyon riski çok düşüktür
  • – Operasyon sonrası gelişen komplikasyon riski en azdır
  • – Yara yeri fıtığı görülme riski çok azdır
  • – Fizyolojiyi ve anatomiyi bozmaz
  • – İşlem videoya kaydedilebildiğinden teşhiste güçlük olduğunda diğer cerrahlar ile konsülte etme şansı daha fazladır
  • – Bazı durumlarda açık cerrahiye göre daha kolay bir görüş alanı sağlar.

Günümüzde jinekolojik operasyonların hemen hemen tamamı endoskopik (kapalı) yöntemlerle yapılabilmektedir. Açık cerrahiye göre hasta lehine pek çok avantajının olması sebebiyle bu teknik hastaların aradığı ve tercih ettiği yöntem olmalıdır. Eğer hasta olarak size bir operasyon öneriliyorsa bunun kapalı yöntemle yapılıp yapılamayacağını ve getirdiği avantajları mutlaka doktorunuza sorunuz ve bilgi alınız.

Laparoskopi Komplikasyonları

Tırnak çekme gibi son derece basit cerrahi işlemler dahi bazı komplikasyonları beraberinde getirir. Laparoskopide de birtakım komplikasyonlar görülebilir.

  • – Genel anesteziye bağlı komplikasyonlar
  • – Barsak, mesan damar gibi yapılarda zedelenme
  • – Kan pıhtısı ya da karbondioksitin dolaşıma geçerek emboliye neden olması (tıkanıklık)
  • – Enfeksiyon
  • – Kanama
  • – Ağrı
  • – Verilen gazın batın boşluğuna değil de cilt altına verilmesi sonucu gelişen amfizem

Bunların dışında verilen karbondioksit tamamen boşaltılamadığı için, gaz diyaframı yukarıya doğru itebilir ve ameliyat sonrası bir süre özellikle sağ tarafta omuz ağrısı görülebilir. İşlem sırasında her an için açık cerrahiye geçme olasılığı mevcuttur. Bu gelişen bir komplikasyon ya da işlemin L/S ile yapılamayacak durumda olması nedeni ile olabilir.